İnsanların Çalışmaktan Keyif Aldığı Bir Şirket Kurma Üzerine 8 Ders

Netflix’in film ve dizi izleme kültürümüzü yeniden şekillendirdiği konusunda hepimiz hemfikirizdir.
Patty McCord, Silikon Vadisi’ne taze ve dinamik fikirler getiren, bunları çalışma şekillerine uygulayan bir İK uzmanı ve danışman. Normlara meydan okumasıyla bilinen McCord, 14 yıl boyunca Netflix’te görev yaptı ve bu süre zarfında Netflix kültürünün gelişmesinde oldukça aktif bir rol oynadı. McCord Liderliği altında Netflix, çalışanlarına özgürlük ve aynı zamanda sorumluluğa dayalı dinamik bir kültürü ve felsefeyi benimsetmesiyle ön plana çıktı.
Bazı çevreler tarafından düşünce ve organizasyon tarzı sert olduğu için eleştirilere maruz kalsa da, özellikle Netflix ve diğer bulunduğu firmalara bu tarzıyla büyük başarılar sağladığı bir gerçek. Çünkü çalışanların özgür bırakılmaları gerektiğini ancak sorumluluk da almalarını savunan bir fikri destekliyor. Bu yaklaşım ile çalışanlar kendilerine sunulan imkanlar rahat olsa da, sıkı çalışmaları gerektiğinin son derece farkında olduklarından bu alanı çok zorlamıyorlar. Hatta McCord, çalışanlarının piyasadaki değerlerini anlamaları açısından zaman zaman farklı iş görüşmelerine bile gitmeleri gerektiğini savunuyor. Tabii, çalışanlara verilen bu özgürlük alanının istismar edilmesi durumunda da kimsenin gözünün yaşına bakmadan onlara kolayca “güle güle” demesiyle de ünlenmiş ve sektörde “Queen of Good Goodbyes – İyi Vedaların Kraliçesi” olarak biliniyor.
Şirketlerin, insanların çalışmaktan keyif aldığı bir çalışma ortamı oluşturarak başarıya ulaşabileceğinin altını çizen Patty McCord, zaman içinde öğrendiği birkaç İK dersini TED Konuşmasında eğlenceli bir dille 8 maddede bizlere aktarıyor.Bu maddelerin ana başlıkları şöyle:
Çalışanları, çocuk gibi şekillendirmeye çalışmak yerine onları yetişkin olarak kabul edebilen bir kültürün daha verimli bir yönetim biçimi olduğundan ve böylece insanların fark yaratma isteğinin de kırılmayacağına değiniyor.
“Yani herkesin işe harika bir iş çıkarmak için geldiği varsayımıyla başlarsak, ne elde ettiğinize şaşıracaksınız” diyor.
Ayrıca kontrolcü yönetim sistemini değil, yönetimin asıl görevinin insanları kontrol etmek yerine, onların donanımını ve potansiyellerini gözlemleyerek harika ekipler oluşturması olduğuna inanıyor.
Şirketlerde herkesin yaptığı işi anlaması gerektiğini, herkesin kendi alanında; ancak işbirliği içinde çalışmasının işletmelere çeviklik ve hız katacağından söz ediyor. “Şirketinizdeki herkes işi ve metriklerini anlamalı, neden orada olduklarının bilincinde olmalılar” diye ekliyor.
Öte yandan Patty McCord, “geri bildirim” kelimesinin üzerine yeniden düşünülmesi gerektiğini savunuyor; “İnsanlara neyi doğru ve neyi yanlış yaptıklarını yılda bir kez aktarmak yerine, bunu yaptıkları anda anlatmak olarak düşünün” diyor. İşverenlerin, insanları teşvik etmek ve çalışmaları için onları takdir etmesi gerektiğini de söylüyor. Patty’e göre çalışanların da şirketin hangi yönleriyle övündüğünü görebilmeleri önemli. İşverenlerin, şirketin değerlerini koruyarak, çalışanlarından ne beklendiğinin bir resmini göstermeleri gerektiğini söylüyor.
Son bölümde de nostalji dalgasının şirketleri değişimden alıkoyduğunu ve eskiden beri süre gelen şeylerin şirketleri yorduğunu ve yavaşlattığını vurguluyor.
“Her şirketin değişim için heyecan duyması gerekir” diyerek özetliyor: “Dışarısı oldukça heyecan verici bir dünya ve sürekli değişiyor. Onu ne kadar çok benimsersek ve heyecanlanırsak o kadar çok eğleneceğiz”
TED Konuşmalarının “The Way We Work” serisi, lider ve yöneticilerin, iş hayatının değişen geleneklerine nasıl uyum sağlayabileceğimize ve gelişebileceğimize dair pratik bilgiler ve konuşmalar paylaştığı video dizisidir. Patty McCord’un da bu seride eğlenceli ve sarkastik bir dille anlattığı “İnsanların Çalışmaktan Keyif Aldığı Bir Şirket Kurma Üzerine 8 Ders” isimli videosunu aşağıda izleyebilirsiniz. Videonun sağ alt bölümündeki ayarlardan türkçe altyazı ile izleyebilirsiniz.

Henüz Türkçe çevisi olmasa da Patty McCord’un kurumsal bürokrasiye meydan okuyarak, milyonların ihtiyacına cevap veren Netflix’e uyguladıkları sıradışı modelde ne kadar yüksek başarı elde ettiklerini ve adından da anlaşılacağı üzere çalışanlara sağlanan özgürlük içerisinde sorumluluk duygusunu da hissetmeleri gereken bir kültürün gücünden bahsettiği “Powerful: Building a Culture of Freedom and Responsibility” isimli kitabına internet üzerinden orijinal dilinde basılı haline ya da sesli kitap versiyonlarına ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir